TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU NEDİR?
Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), ağır bir psikolojik travma sonrasında ortaya çıkar. Bununla birlikte kişinin travmatik olayı tekrar tekrar yaşaması ile olayı hatırlatan uyaranlardan kaçınması ve artmış uyarılmışlık gibi özgül semptomlarla kendini gösteren bir bozukluktur.
TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU NEDEN OLUR?
TSSB’nin ortaya çıkmasında, travmanın birey için taşıdığı nitelik ve şiddet değişir. Kişinin daha önce yaşadığı travmatik olaylar ve travma sonrası içinde yaşadığı koşullar belirleyici faktörler olarak dikkat çekmektedir. Ayrıca her bireyin genetik özellikleri, fiziksel yapısı, psikolojik geçmişi ve o durum için motivasyonu, belirli stresörlerle baş etme düzenekleri farklıdır.
Bazen de, sıradan gibi görünen ya da çoğu insan için bir felaket gibi görünmeyen olaylar, kişi için öznel bir anlam taşır. Bu nedenle TSSB’nin nedenleri her birey için farklılık göstermektedir
TSSB’nin nedenleri genel olarak şu başlıklar altında toplanabilir;
- Askeri çatışmaya katılmak
- Saldırıya uğramak
- Kazalar
- İşkence görmek
- Savaşta esir düşmek
- Doğal afetler
- İnsanların neden olduğu felaketlerle karşılaşmak
- Taciz veya tecavüze uğramak
- Ciddi trafik kazaları
- Yaşamı tehdit edici bir hastalık tanısı
- Korku, vahşet içeren durumlar
- Çocuklar için; gelişime uygun olmayan cinsel deneyimler
- Ciddi yaralanmalara tanık olmak
- Birisinin vahşice öldürülmesine tanık olmak
- Kaza ya da afet hallerine tanık olmak
- Ceset veya ceset parçasını görmek gibi olaylar,
- Yakın arkadaş ya da aile üyelerinden birinin ölümü veya kazaya, travmaya uğramasının öğrenilmesi
- Gibi sebepler Travmatik nitelikte olabilmektedir.
TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞUNDA HANGİ BELİRTİLER GÖRÜLÜR?
Bozukluktaki belirtiler çoğu kişide travmayı izleyen günlerde görülür. Genellikle birkaç hafta içinde kendiliğinden düzelir, ancak bazı kişilerde aylarca, hatta yıllarca sürebilir. Belirtiler bazen travmatik olay olup bittikten aylarca sonra başlayabilir.
Başlıca gözlemlenen belirtiler şunlardır;
-
uykusuzluk,
-
kabuslar,
-
olayla ilgili anıların rahatsız edici biçimde sık sık hatırlanması,
-
sürekli olarak olayın tekrarlanacağı korkusu ve bu nedenle diken üstünde hissetme,
-
kolay irkilmek,
-
çabuk sinirlenmek,
-
gelecekle ilgili plan yapamamak,
-
yabancılaşmak (başkaları beni veya yaşadıklarımı anlamıyor hissi),
-
olayı hatırlatan durumlarda huzursuz olmak ve bu durumlardan kaçınmak gibi eylemler görülür
Tüm bu belirtilere ek olarak kişilerde gözlemlenen diğer belirtiler şunlardır;
Hatırlama;
Travma yaşayan kişi sıklıkla olayla ilgili anıların zihnine geldiğini ifade eder.. Olayla ilgili görüntüler (örneğin ceset görüntüleri), sesler (yardım isteyenlerin haykırışları). Onları düşünmek istemediğinde veya aklına getirecek bir durum olmadığında bile kişinin zihnine gelebilir. Bu anıların canlanması kişiyi genellikle çok rahatsız eder ve iç sıkıntısı, çarpıntı, terleme, titreme, nefes alamama gibi bunaltı belirtilerine yol açar. Bazen de kişi olayı gerçekten yaşıyor gibi olur. Gerçekte bir sarsıntı olmadığı halde yer sallanıyor gibi hissedebilir yada uyanıkken travma anıyla ilgili hayaller görebilir. Kişi bu durumu öylesine gerçekçi yaşar ki, ona uygun davranabilir: Örneğin gördüğü hayallerle konuşabilir, bir tehlike olmadığı halde kaçmaya çalışabilir.
Kaçınma:
Kişi olayı hatırlatan yer, durum, konuşma, hatta duygu ve düşüncelerden mümkün olduğunca uzak durmaya çalışır. Olayı hatırlamak büyük bir sıkıntı, acı ve korku hissine yol açtığı için kişi olayı hatırlatan yerlere gitmez, bu konulardan bahsetmez veya konuşulan yerlerden uzak durur. Enkaz altında kalmış bazı kişiler evin enkazının bulunduğu yeri, hatta o şehri ziyaret edemeyebilir, olaydan bahsedemeyebilir.
Travma yaşamış kişilerde bazen olayın ayrıntılarını unutma durumu görülebilir. Genellikle olayın en sıkıntı verici bölümleri unutulur veya çok güçlükle hatırlanır. Bu durum “olayı düşünmek istememekten farklıdır ve kişi hatırlamak istediği halde hatırlayamaz.
Ruhsal travmalardan sonra insanlardan uzaklaşma, gelecek beklentisinin kalmaması gibi belirtiler de görülebilir. “Benim yaşadıklarımı kimse anlayamaz” tarzında düşünceler sık görülür. Kişiler olayı yaşamamış kişilerden duygusal olarak uzak hissedebilirler, duygularında körelme olur, sevinç ve üzüntü hissedemeyebilirler. Bazen kendilerine yardım etmeye çalışanlara öfke duyabilirler. Bazı kişiler sadece aynı travmayı yaşamış kişilerle görüşüp, diğerleriyle ilişkiyi kesebilirler. Gelecekle ilgili plan yapılamadığı için sadece o günü yaşama ve aktivitelerde azalma görülebilir.
Aşırı uyarılma:
Ruhsal travmadan etkilenmiş kişiler kendilerini diken üstünde, sürekli tetikte hissedebilirler. Her an o olay tekrar olacakmış gibi gelebilir. Davranışlarını bu ihtimali düşünerek şekillendirirler ve bu konuda aşırı tedbirli davranırlar. Örneğin istemeden de olsa girdikleri binanın çatlağı var mı, kapısından kolay kaçılabilir mi diye kontrol ederler. Yolda yürürken üstüne devrilmesinden korkup direklere yaklaşmazlar. Tehlikeler konusunda abartılı tedbirler alabilirler.
Aşırı uyarılmanın diğer göstergeleri ani ses ve hareketlerde irkilme veya yerinden sıçramadır. Kapı çarpması, yüksek sesle konuşma, birinin aniden odaya girmesi gibi beklenmedik durumlar kişinin yerinden sıçramasına ve uzunca sürebilen bunaltı belirtilerine (çarpıntı, terleme, titreme, nefes daralması) yol açar.
Özellikle uykuya dalmakta güçlük sık görülür. Travmayla ilgili korkular nedeniyle uykuya dalmak saatler sürebilir ya da tam tersi uykuya dalan bireyler normalde uyandırmayacak seslerle kolayca uyanabilir.
TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU TEDAVİLERİ
Travmatik bir olaydan her kişinin aynı oranda etkilenmediği göz önüne alındığında, kişinin ihtiyaçlarına uygun olan tedavi planının hazırlanması gerekmektedir. Travmadan az etkilenmiş, hayatını eskisi gibi sürdürebilen kişilere bilgilendirme yapılabilmektedir.
Travmadan daha çok etkilenmiş, ciddi belirtiler yaşayan, ancak işini gücünü sürdürebilen bireylere danışmanlık veya kısa psikolojik tedavi yaklaşımları uygulanabilir.
Hayatı ciddi derecede etkilenmiş, ağır belirtileri olanlara ise yoğun psikolojik tedaviler, ilaç tedavileri veya hastaneye yatış gibi tedavi yöntemleri uygulanabilmektedir.
Başlıca tedavi yöntemleri şunlardır;
EMDR
Travma tedavisinde en etkili yöntemlerden biri olan EMDR Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme olarak adlandırılır. Bu yöntemde amaç travmatik olayın olumsuz etkilerine duyarsızlaşmasını ve olumlu bir şekilde olayı yeniden işlemesini sağlamaktır. Bu teknikte hastanın olay anında aslında işlememiş olduğu duygusal, görsel, bedensel anıların işlenmesi hedeflenir. Kısa süreli bir tedavi şeklidir.
Bilişsel Davranışçı Terapiler
Bilişsel Davranışçı Terapiler arasında travma tedavisinde özellikle Alıştırma (exposure) terapisi ve Sistematik Duyarsızlaştırma (desensitization) teknikleri başarılı olmaktadır. İki teknikte de kişinin travma ile ilgili imgeler ve durumlarla sistematik ve kontrollü bir şekilde yüzleşmesini sağlayarak kişinin duyarsızlaştırılması ve travmatik etkilerin aşamalı olarak azaltılması amaçlanır.